Fuad Ferhavi: “Fransa Türkiye’nin ilerleyişine engel olacak bir kargaşa yaratmak istiyor” 

Mülakat: Nihal Çizmecioğlu,

USAK Stratejik Gündem

Fransa’da oylanan inkâr yasasının zamanlaması hakkında ne düşünüyorsunuz? Sarkozy’nin seçim endişelerinden söz ediliyor. Sizce tek neden bu mu? Kararın altında yatan başka nedenler var mı?

Fuad Ferhavi: Osmanlı’nın yıkılmasından bugüne kadar gelen bir sürecin etkisi söz konusu. Rusya, İngiltere, Fransa ve İtalya’nın dâhil olduğu bir süreç bu. Yeni bir durum söz konusu değil. Avrupalı devletler Osmanlı yıkıldığından beri her fırsatta Ermeni Soykırımı ithamında bulundular. Türkiye ise her defasında bunun savaş durumunda gerçekleştiğini, kasıtlı bir toplu ölüm olmadığını dile getirdi. Bu dönemde Osmanlı Ermeniler gibi milletlerin devletten kopacağından korkuyordu. Ayrılık sorunları baş gösterdiğinde devlet ve millet arasında sorunlar çıkar. Avrupa da aynı sorunu Bosna’da ve Kosova’da yaşadı. Rusya da aynı sorunu yaşadı. Amerika da federal ve birleşik devletlerarasında yaşadı. Bu tarz sorunların giderilmesi için toplumların birbirlerinden uzaklaştırılması yerine yakınlaştırılması gerekir. Fransa bu kanunu onaylayarak sorunu çözmek yerine körükler. Burada sorulması gereken esas soru şu: Fransa eğer sorunu gerçekten çözmek istiyorsa neden bir tarafı dinleyip, diğer tarafı susturuyor? Fransa’nın asıl yapmak istediği nedir? Mesele Sarkozy’nin şahsi meselesi mi, Ermeni sorununun çözülmek istenmesi mi yoksa Fransız toplumunun kanaati mi? Ona bakmamız gerekmektedir.

Sarkozy’yi değerlendirdiğimizde kişisel olarak, daha önceki açıklamalarında da Ermeni soykırımının var olduğuna yönelik ifadelerine rastlamamız mümkündür. Özellikle son seçimleri kazandıktan sonra Sarkozy, bir daha başa gelmek, kendi konumunu güçlendirmek ve Fransız Ermenilerinin desteğini almak için bu görüşünü daha da güçlü ifade eder hale gelmiştir. Fransız dışişleri bakanı açıkça bu yolun doğru olmadığını ifade etmişti. Bazı siyasiler de önerinin parlamentodan geldiğini, yönetimden doğrudan böyle bir öneri gelmediğini ifade ettiler ancak bu açıklama ikna edici değil. Sarkozy Ermenistan’a yaptığı son ziyarette Türkiye’yi soykırımı kabul etmeye davet etmedi mi? Böyle diyenlere bunu sormak lazım.

Sarkozy sizce amaçladığı gibi bozulan imajını düzeltebilecek mi? Merkel’in peşine takılan sönük lider imajından söz ediliyor.

Fuad Ferhavi: Bu soruyu aslında bu karara yönelik stratejilerden uzak değerlendirmemiz gerekiyor. Çünkü Sarkozy’nin Fransız Cumhurbaşkanı olarak izlediği yol önceki cumhurbaşkanı Jacques Chirac’tan oldukça farklı. Jacques Chirac’a baktığımızda uluslar arası ilişkilerdeki ağırlığı çok fazla olan, güçlü bir kişilik sergiliyordu. De Gaul siyaseti izliyordu. ABD’den daha bağımsız bir siyaset izlemeye çalışıyordu ve Amerika Irak’a savaş açtığında Jacques Chirac’ın bu düşüncesi çok açık ortaya çıkmıştı. Ancak Sarkozy başa geldiğinde onda aynı ağırlık, güç, tecrübe ve donanımın olmadığını gördük. Sarkozy Chirac döneminde pürüzlü olan ABD ile ilişkilerini güçlendirmeye çalıştı. Bunu yaparkenki hedefi Amerika ile yakın olmak değil Avrupa’da lider olmaktı. İngiltere ve Almanya arasında da bu konuda sorunlar oldu. Tabi Avrupa’da lider olma düşüncesi Fransa, İngiltere ve Almanya için tarihi süreçte yer alan bir yarıştır. Acaba Türkiye Cumhurbaşkanının son olarak İngiltere ve Almanya’ya gidip de Fransa’ya gitmemesi Fransa’nın bu kararı almasında etkili olmuş mudur diye sormak gerekiyor. Çünkü bu üç ülke kendi aralarında bir yarış halinde.

Son merhaleye baktığımızda Amerika’nın genel olarak gerilediği açık ve net bir şekilde ortaya çıkmıştır. Sarkozy de bu durumu kendine avantaj olarak gördü ve kullanmak istiyor. Amerika’nın gerilemesi ve bazı bölgesel güçlerin ortaya çıkmasıyla Sarkozy daha önce nüfuzu olduğu bölgelerde nüfuzunu kaybetme endişesine kapılmıştır.

Bölgesel güçler derken kimleri kastediyorsunuz?

Fuat Ferhavi: Çin, Türkiye, Hindistan, Brezilya gibi ülkeler. Bence Fransa’nın kararında sadece önümüzdeki seçimler değil, bunlar da etkilidir. Fransa Türkiye’nin bölgesel ilerleyişine engel olacak bir kargaşa yaratarak, eskiden sözünün geçtiği yerlerde yeniden güç sahibi olmak istiyor. Bu nedenle de Türkiye’nin yumuşak karnı olarak gördüğü bu meseleyi gündeme getirmiştir.

Ortadoğu’da son dönemde meydana gelen gelişmelerin de bu olayla bazı bağlantıları vardır. Mesela Kaddafi meselesi. 2003 yılında Kaddafi nükleer silah üretme projesini açıkladığında Fransa tabiri caizse şok oldu. Bu projenin İngiltere ve Amerika ile yapılacağını düşündü ve kendini dışlanmış hissetti. Yani çok önemli gaz ve petrol rezervlerine sahip bir ülkede nüfuzu azalmış oldu. O yüzden son dönemde meydana gelen gelişmeler Fransa’ya fırsat vermiş oldu.

Türkiye’nin gücünün ortaya çıkmasıyla, Fransa Türkiye’yi de karşısında hissetti. Türkiye ile Afrika ülkeleri arasındaki ilişkilerin daha da genişlemesi Afrika’yı arka bahçesi olarak gören Fransa için sorun oldu. Daha önce Fransa’nın bölgedeki nüfuzunu etkileyen iki tehdit vardı; ABD ve Çin. Bu olaylardan sonra Türkiye de Fransa’yı sıkıntıya sokabilecek ülke konumuna gelmiş oldu. Sonuç olarak Türkiye ve Fransa arasında Afrika konusunda zıtlıklar meydana gelmeye başladı. Fransa Türkiye’nin bölgede ABD ile birlikte hareket etmesinden korktu. Bu yüzden Somali örneğinde Türkiye ve ABD’nin BM üzerinden sıkıntıları çözmeye çalışma fikrine sıcak bakmadı Fransa. BM'den bağımsız çok uluslu kuvvetler aracılığı ile sorunları çözme önerisinde bulundu.

Son olarak bir konuya değinmek istiyorum; bu olayı anlamak için İsrail-Türkiye ilişkilerine de bakmamız gerekiyor. Fransa İsrail aracılığıyla Ortadoğu’da önemli bir rol oynamak istiyor. Sarkozy’nin İsrail ile ilişkilerinin oldukça güçlü olduğunu görmemiz gerekiyor. İsrail de Türkiye’nin Ortadoğu’da nüfuz sahibi olmasından korkuyor. Özellikle son dönemde Türkiye ve Mısır deniz kuvvetlerinin Ege’deki tatbikatı sonrası İsrail de Avrupa ülkeleri ile askeri tatbikatlar yapmaya başladı ve en son İtalya ile askeri tatbikat yaptı. Bu çerçevede çok sorulan bir soru daha var. Aynı dönemde neden Fransa hava kuvvetlerine ait bir uçak Türkiye hava sahasında üç dakikalık bir uçuş gerçekleştirdi.

Yasanın hemen ardından Ahmedinejad’ın Ermenistan ziyaretini nasıl yorumluyorsunuz?

Fuat Ferhavi: Ahmedinejad’a geçmeden önce daha önemli bir konu var. Hemen onu da aktarmak istiyorum. Fransa gerek Fransa’da gerek Avrupa’da Türkiye’ye karşı bir kamuoyu oluşturmaya çalışıyor. Önümüzdeki dönemlerde Fransa’nın aldığı kararın diğer Avrupa ülkelerinin parlamentolarında da alınması olasılığı var. Hollanda parlamentosuna aynen bu kanun gibi bir öneri geldiğini de unutmamak gerekiyor. Gerçi Hollanda’daki reddedilmişti ancak Fransa bu kanunla kendi ülkesine ateş açmış oluyor. Afrika’daki politikalarından dolayı kendisine hesap sorulmasının kapısını aralamış oluyor.

Ahmedinejad’a gelecek olursak; Ahmedinejad Fransa’nın oynadığı oyunun aynısını oynamak istiyor. Türkiye’yi köşeye sıkıştıracak olan dosyaları ortaya çıkarmak ve Türkiye’ye karşı kullanmak istediği açık. Arap baharının Suriye’ye sıçramasıyla Ermenistan Cumhurbaşkanı İran’ın bölgede rol almasını istediğine dair bir açıklama yapmıştı. Aynı dönemde İran’la sorunları olan Azerbaycan da Türkiye’nin bölgede etkili olmasını istemişti. Türkiye bu durum karşısında Ahmedinejad’a özel elçiler gönderdi. Ahmedinejad aslında Ermenistan’a bu dönemde gitmeyi planlıyordu ancak Türkiye’nin gönderdiği elçiler neticesinde bu gezisini erteledi.

29 Aralık 2011, Perşembe

Nihal Çizmecioğlu, USAK Stratejik Gündem

   
   
hosting: alemdarhost.com